21 Aralık 2015
DÜŞÜNEN AKIL
Bir kurdu avcılar fena halde sıkıştırmıştır.
Kurt ormanda peşindeki avcılardan kurtulmak için oraya buraya kaçmaktadır.
Canını kurtarmak için deli gibi koşarken bir köylüye rastlar.
Köylü elinde yabasıyla tarlasına girmektedir. Kurt adamın önüne çöker ve yalvarmaya başlar:
"Ey insan ne olur yardım et bana, peşimdeki avcılardan kaçacak nefesim kalmadı, eğer sen yardım etmezsen biraz sonra yakalayıp öldürecekler."
Köylü bir an düşündükten sonra yanındaki boş çuvalı açar, kurda içine girmesini söyler.
Çuvalın ağzını bağlar, sırtına vurur ve yürümeye devam eder.
Birkaç dakika sonra da avcılara rastlar.
Avcılar köylüye bu civarda bir kurt görüp görmediğini sorarlar, köylü "görmedim" der ve avcılar uzaklaşır.
Avcıların iyice uzaklaştığından emin olduktan sonra köylü sırtındaki torbayı indirir, ağzını açar, kurdu dışarı salar.
"Çok teşekkür ederim. Bana büyük bir iyilik yaptın" der kurt
"Önemli değil" der köylü ve tarlasına gitmek üzere yürümeye başlar.
"Bir dakika" diye seslenir kurt: "Uzun zamandır bu avcılardan kaçıyorum, çok bitkin düştüm, açım, kuvvetimi toplamam için bir şeyler yemem lazım ve burada senden başka yiyecek bir şey yok."
Köylü şaşırır:
"Olur mu, ben senin hayatını kurtardım."
"Yapılan iyiliklerden, verilen hizmetlerden daha çabuk unutulan bir şey yoktur"
"Ben de kendi çıkarım için senin iyiliğini unutmak ve seni yemek zorundayım." der kurt.
Bir süre tartıştıktan sonra, ormanda karşılarına çıkacak olan ilk üç kişiye bu konuyu sormaya ve ona göre davranmaya karar verirler.
Karşılarına önce yaşlı bir kısrak çıkar. " Ne vefası " der kısrak, " Ben sahibime yıllarca hizmet ettim, arabasını çektim, taylar doğurdum, gezdirdim. Ve yaşlanıp bir işe yaramadığım zaman beni böylece kapıya kovdu..."
Bir sıfır öne geçen kurt sevinirken bir köpeğe rastlarlar.
"Ben hizmetin değerini bilen bir efendi görmedim.Yıllardır sadakatle hizmet ederim sahibime koyunlarını korurum, yabancılara saldırırım, ama o beni her gün tekmeler, sopayla vurur..." der köpek.
Kurt köylüye döner, "İşte gördün" der.
Köylü de son bir çabayla:
"Ama üç kişiye soralım diye konuşmuştuk, birine daha soralım, sonra beni ye" diye cevap verir.
Bu kez karşılarına bir tilki çıkar.
Başlarından geçenleri, tartışmalarını anlatırlar. Tilki hep nefret ettiği kurda bir oyun oynayacağı için keyiflenir.
"Her şeyi anladım da Bu küçücük torbaya sen nasıl sığdın?" der tilki.
Kurt bir şeyler söyler, tilki inanmamış gibi yapar:
"Gözümle görmeden inanmam..."
İşin sonuna geldiğini düşünen kurt torbaya girer girmez, tilki köylüye işaret eder ve köylü torbanın ağzını sıkıca bağlar.
Köylü eline bir taş alır ve "Beni yemeye kalktın ha nankör yaratık" diyerek torbanın içindeki kurdu bir süre pataklar.
Tilkiye döner "Sana minnettarım beni bu kurttan kurtardın" der.
Tilki de "Benim için bir zevkti" diye cevap verir.
O an köylünün gözü tilkinin parlak kürküne takılır, bu kürkü satarsa alacağı parayı düşünür ve hiç beklemeden elindeki taşı kafasına vurup tilkiyi öldürür.
Sonra da torbanın içindeki kurdu ayağıyla dürter: "Haklıymışsın kurt, yapılan iyilikten daha çabuk unutulan bir şey yokmuş..."
NOT: Kıssadan Hisse: "Yaşamak için öldürmek gerek..."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder